bazı zamanlar,gerçek değil gibi.sanki bir gerçeklik var da ayrı bir yerde. eş anlı yaşanan durumun farkını ayrımsayabiliyorsun.hisler de farklı.duruma uygun değil gibi.sanki, belki daha uygun zamanları varmış gibi.her şey yalan her şey sahte cümlelerinin manifestosu değil bu.hava bulutunun pamuksu ama hissi ürperten gri beyaz karışım bir renginin olduğu,içi sınırlı oksijen dolu sabun balonunun içinde gibi yaşadığın anlardan bahsediyorum.ancak yeni bir kahveyle şöyle sert, bir sigara yakıp ince eleyip yazabildiğin tespitlerden bahsediyorum.havanın aydınlığıyla karanlığı arasındaki zamanda;hislerinin mekana ve zamana göre değişkenliğinin darladığı anlar...düşünürken ve yazarken heyecan verici , ama yaşarken gerçekliği azalan, romantizm gibi.kendini sıkıştırdığın bir şeylere zorladığın , aslında gereksizlikten dışa çıkamayan anlarda algıladığın durumun tanımı bu.
uyandığın günün , uyuma öncesi tahlil hali...
gün ancak uyandığın da başlar aslında.kimin kaçta uyandığıyla alakası yok.güneşin doğum anıyla değil.gözünün güneşi gördüğü anla alakalı.bir şehir değişikliği sonrası ; aslında tam da kalene kavuşmuş hissin olmalı bu seyir sonrası.ama ; mesela bir lobidesin.geniş ve yüksek tavanlı,aydınlanması için kullanılmış sarı, açık sarı, kırmızı şeffaf avizelerden gelen turuncu ışıklar var.binlerce ses ancak kimse yok.ara ara duyulan topuk sesleri dışında..rahatsız edici spot makyajları . Banal ve yapay.bilinç altına işlemiş önceden bildiğin şarkılar enstrümanların ağzından acapela...arp mesela , cennetten gibi...belli saatlerde sürekli soru soran insanlar var çoğu yabancı.mesela arkadaşın bile Türkçeyi zor konuşuyor.hanım hanımcıksın..her zaman olduğundan farklı, kendinle kalmayı becerebilmişsin.ve hoşuna gitmiş gibi de duruyor.dün sabah çok erken kalktın ve bu sabahsa daha erken.bir kaç gündür buna alıştın ama bugün, gün senin için sabahın erken saatlerinde balkonda bir sigara yakıp önündeki yeşil ve sakin yapılara baktığın zaman başladı...arayışın buydu...Bu, ya gerçekliğin dışında yaşamı fark ettiğin anda günü parçalara ayırdığın , gündüz ayrı ve akşam ayrı şehirlerin oksijenine sıkıştığın , hal..ya da tek part halinde bir evde bir yatakta kulaklıkla müzik dinlerken ya da sadece ihtiyaçların için kalktığın bir koltukta geçirdiğin nadas hali..üşengeçlik sayabileceğin ya da yorgunluk - ki bazen sebepsiz- aslında tam da katagorize edilemeyen nadas işte.bir yola kendini sürükleyip buradan git yap yap diye tutturduğun ve bir anda küçük bir detayla da nerede olduğunu anlama hali.ve farkındalık , eşelediğin binlerce şeyin altından çıkan o uzun ve yorucu uğraşların sonunda elinde kalan... farkındalık.. farkındalık ruhun nadas hali.yorgunluktan ileri gelen .. ve sonrasında bir yapılacaklar listesi olmayan.
fulyacigdemcolak
fulyacigdemcolak
