Bulunduğum her yerin gelecekte bir sebebi olacak. Blogumda gördüğünüz her cümle bana ait olup , her hakkı saklıdır.
11 Nisan 2014 Cuma
7 Nisan 2014 Pazartesi
Ben bilirim ..der insan...
aslında
, ve galiba henüz kesinlik kazanmamış olsa da cümleler her şey söylenmeyenin
ardında...aylar geçer yıllar dolar..kavramlar değişir...söylenmeyenin ardında
ve galiba öyle istenilen...ne istediğini bilmenin ve bilirmiş gibi olmanın
çabasında..zamanla keşkeler silinir..yürürsün zaman geçer sen yürürsün,binalar
arsız gülüşler ve evren döner hepsi yıkılır hepsi düşer bir bir tek bir
zelzeleye bakar göz..tüm maskeler zamana yenik düşer..ortada kalmak tan
kaçarken insan anlar ki en ortada olmak en tarafsız olmak en saf sız durmak en
saf lı durumdur...kocaman yangınlara safım belli olsun diye bir avuç suyla
koşmak karınca hikayelerinde kaldı..artık zamansız çözümler erken davranılan
yıkımlar dönüp bakıp durup kör olup dünyaya kapatırsın ellerin kolların ve tüm
uzuvlarınla gözlerini..istediğin an kör olmaz gözlerin ve sağırlık her zaman
göreceli değildir.saydamlık… tercih sebebi sanıp kendini gerçek gördüğünde
kaçış bulamamak en büyük keşkedir..işte o zaman keşkenin değeri artar.güven,
duyulana özel bir olgudur..güvensizlik sadece kendine yakışır insanın.anlarsın ki
kendine güvenmeden kimseye güvenmez insan.korkusuzluk sabit demirbaş denklemler
ortasında.korkmalı insan.ve korumalı asıl en çok güven duyduklarından kendini.insan
en kolay en çok sevdiğini öldürür..köpek anneler yavrularını,dünyaya
geldiklerinde eğer kendi başına yaşayamayacağına inanırsa oracıkta
öldürürler...insan en kolay yavrusunu öldürür ve en büyük acıyı ondan
çeker...var etmek yoktan geldiğini bilmek ve başlangıç taşlarını kendin
koyduğunu bile bile çiğnemek insana özgü bir varoluştur her şeyin yanı sıra..diğer
canlılardan tek farkımız konuşabiliyor olmamız keşke olmasaydık dedirten çoğu
zaman...en azından o zaman sanılmak en büyük beklenti olurdu...her şeye
gücü yeter insanın sıfırlanıp ikinci adımda unutmaya ,yürüdüğü yoldan geri
dönmeye yada kararlı devam etmeye...her şeye gücü yeter..önüne zaman koymak ve
olacağına bırakmak belki beceriksizlik ve kararsızlık eseridir...her kaçış
erkendir en azından bir taraf için..güç ; bir insan üzerinde değişiklik
yapabilme yetisidir,mantık seçebilme , gurur vaz geçebilme, sevgi ayakta
durabilme...ayrım yapabilmek, gerçeği görebilmek infilak ettirir bazen tüm
mutlu düşünceleri..anlarsın ki mültecidir hayat ve inanılması gereken dogmaları
vardır..yüz çevirip tüm aynalara ben farklıyım inancım kendime, yaratılmış
olabilirim ama doğduğum anda hissiyatlarımın peşinden gitmeyi
öğrendim,insanlar konuşur insanlar hep konuşur..insanlar ağlar insanlar hep
ağlar..göz yaşı en kıymetli dışa vuruştur kalbi kimse bilmez bir ağlayan bir
ağlanılan bilir..sevgi gurur güç hayat tanımaz göz yaşını onlar için sadece
insan vardır...ben varım ve göz yaşlarımda var..zamanda var ama ben de varım ve
hep aynıyım inat edip söylesen de böyle..anlaşılmamanın , en kolay alışkanlık
olduğunu anlarsın...sen yüz çevir aynalara bir yerde denk gelir insan kendi
yüzüne belki rüyada belki bir başkasının acısında duyarken...illaki yüzleşir
insan kendiyle...
sevmek
bir erdemdir..defalarca vazgeçsen de kabullenip vazgeçememektir..acın
sabitleştikçe neye üzüldüğünü artık bilemezken anlarsın ki sebeplerde
sonuçlarda senden uzun yaşamazlar..ne yaşasan değer gelir insana..her şeye
değer..yılların saniselik kıvamda akıp gitmesine ve hiç acının azalmamasına da
değer..boşa sanılan o yılların geçmesine de..dönüp bakıp hala güzel hatırlıyorsan
kısacık zamanda olsa doymamış olsan da kokuya ellere dondurmalara oyuncaklara
kavga edip sarılmalara gene de değer..kimileri ölür kimileri hayattayken
ölür...ölebilmek bir erdemdir kimi zaman..ama kanıtlayış değildir hiçbir şey
için..zaman akar bırak aksın zaman gözlerini her kırptığın o kısacık zamanda
görebiliyorsan yüzünü ve ezberin unutmamışsa her bir çizgiyi döner sorarsın
kendine... neredeyim ? kiminleyim ? ve kime ait bu kalp...
eğer
bir anlamın varsa hayat çerçevesinde ellerini uzattığında her cümle buz gibi
olsa da dudaklarında , dilinden ne çıkarsa çıksın için diyemiyorsa bırak git gidebiliyorsan
anlamının olduğu yerde atar kalp...sevgi şehirde doğmaz, eşyalara bağlanmaz
hatıralar,güneş her yerde doğar önemli olan güneş doğduğunda gözünü
araladığında aklına gelen isim değil ruhun hissettiği aitliktir! gerçeklik ne
ağızdan çıkan kelime ne kulağın duyduğu gözün gördüğü ses ve et parçası değildir...gerçeklik
ağızdan çıkan cümle ile kalbin attığı cümle arasındaki çizgidir..kimileri
mantık , kimileri duygu der...ne dilerse onu atar kalp ne isterse kulak onu
duyar...herkes konuşur , herkes bir şeyler bilir..bildiklerin değil
öğrendiklerindir kar sayılacak olan...sebep bile önemini yitirir ...yalnız
kaldığında insan kalbi ne atarsa, dili onu söyler ; der 'anlamım ben '
anlatılacaklar
bitmez, kime söylesen yetmez ama bilir insan her yol aynı şeye çıkar...hazırdır
insan ve galiba bilir yaşanacak zaman görülecek gün vardır sadece...her şeye
gücü yeter insanın ..bir tek şey hariç ....
bir
durur insan..nefes durur...tanıdığım sevgiyi sadece parmak uçlarımla çizerim
boyasız ve kalemsiz..hiç bir kelime yazmadan boş bir sayfayla da anlatırım
çünkü tertemiz..binlerce insanın geçtiği yolda ayak izlerini görürüm..nerede ne
hatırladığını..nerede nefesinin kesildiğini..ne zaman nefes aldığını ne zaman
gözünün dolduğunu hangi rüyadan hangi kabusla sıçradığını ..hangi şarkıyı
çalarken hangi hatırayı yaşadığını ve vazgeçemediğini o şarkıdan defalarca
çaldığını..bilirim ki sadece dinlemez bilirim ki kendi söylemek ister kendi
çünkü bilir ki ben tüm şarkıları onun sesinden severim ..sağ tarafta ben
yürüyemezken her soluna döndüğünde sol yanındaki eksikliği gene de varmışım
gibi hangi sokaklarda yürüdüğünü..ne yerken boğazından bensiz geçmediğini..her
yerden esip geçip gelen tüm ters rüzgarlarda o el kokusunu duyarım.. onca
kalabalıkta kimse göstermesin ben gözlerimi açmadan da görürüm bakmak değildir
sadece görmek..herkes aynı anda adımı söylese ben seçerim arasından adımı..her
an yaşarım her zaman dolumun da tekrar başa sarar varmış gibi yaşarım...bilirim
ki oda yaşar..içim istemese de affetmese de her kelime iyiye yorar yaşanılası
tüm olasılıkları..ben bilirim.. kimse bana söylemesin..ben bilirim... vücut değildir
ait olan..kalptir her gece birlikte uyuyan ... ben bilirim..öğrendim ve
kar saydım..her şeye gücü yeter insanın...ama bu değişmez..ben bilirim ! herkes
sussun ben duyarım suskunluğuna verdiği değeri! kimse konuşmasın
artık ben bilirim !!
der
insan sever ve unutmak zorunda kalırsa …
fulyacigdemcolak
5 Nisan 2014 Cumartesi
Saygı: anlatmak ve dinlenme ortasında bir çizgidir herkesin sahip olamadığı
Anlatmak
Lazım
bazen her cümlenin anlatmak olmadığının, farkına varıp doğru cümle
kurmayı hedef almak, sıkıştığında kendi beynine kaçamadığında, bilerek insanın
en zor kendinden kaçtığını ve hatta kaçamadığını, kaçabilecek başka ve
güvenilir bir beyin gerekli olduğunda. Anlatımın zamanı önem taşımaz, süresi, kurulan
cümle sayısı, sonucu... iç rahatlaması önemlidir gerçekliğe kavuşma arzusu. Aramak
süresiz ve uçsuzdur ne aradığını bilmiyorsan... Bazen anlatmak gerekir aramaya
içi razı olmayan ruha, aranan olduğunu , bulunması gerektiğini anlatmak... Güven
duygusu bulur iç düzenin mutlaka
,
mantığın en baskın yönünü seçiciliği kullanarak.sessiz bir anda,belki sakin..ve
güzel kahve kokusuyla iki şekerli ve güzel senfonilerle düşünülmüş karışmış
zamanların ayrımı yapılmış düzene sokulmuş kısa bir öksürük ve ‘şimdi
bak
aslında şöyle’ diye başlanacak cümleler..kimi şeyler anlatılmaz bazen zorlama
derecesi ne olursa olsun bir türlü çıkmaz,çıkamaz ağızdan cümleler..çıksa da
yerlerini bulamazlar birbirlerinden bağımsız...ve göstermek gerekir,bakmak,duymak
görmek ve bunları yapabilmeye sahip olduğunla sevinmek..sorguya maruz
kalmadığın ellerin gözlerin çekingen geri gitmeden titrekliklerle
cesaretsiz.onur duymak..kimi insanlar vardır görülesi duyulası dokunulası
onurlukta .anlatılası insanlar.anlatırsın tanımak bilmek haberdar olmak
isteyenlere.anlatırsın da tek bir kelimeyle bilemedin iki..anlatılır halleri
yoktur,yaşanılır
görülür kimi zaman şanslıysan eğer hissedilir..kimi zamanlar vardır onlarla
geçirilen kısacık anlık saniyelik his gibi bakılır hissedilir ama görülmez görülse
de başkaları tarafından anlaşılmaz.iş de o anlarda bir
‘’cisim
düşse,olağanca ağır kütleli yer küreye milyonlarca yıl milyonlarca ay
milyonlarca gün sonra düşer ancak..’’böyle insanları ancak kendilerine
anlatabilirsin,çünkü düşüncelerini ancak kendileri anlayabilir..ve anlamayı
bilmeyi ancak kendileri hak edebilirler..öylece onurlu.anlattıkça çoğalır başka
kimselere söyleyeceklerin tek kelimenin içinde ağzın dolu dolu anlatmaya
çalışırken ..yakışır kelimeler bulamaz defalarca düşünsen saatlerce anlatım
ortasında dursan beklesen de içinde büyür dışına çıkmaz..büyür dolar
taşamaz..saçma sayabileceğin öylece ucuz her duyduğunda, cümleleri öyle gerçek
söylerler ki ,için kendiliğinden saygı duyar.öyle bir bakarlar ki doğruyla
yanlış ortasında çizgiyim ben ,bırakama ama bırak gitmek gerekli şu ana yakışan
der gibi, gözlerin bir daha bakmamaya yemin eder.anlattıkça çoğalır bazı hisler.bazıları
anlatınca biter,bit komutuna bağımlı,anlattığın anla eş anlı olarak noktalara
duyarlı..öyle bir biter ki ,susarken söylediklerin sadece nefes alışınla;zaman,
akmaktan vaz geçer.kimi kararlar vardır en baştan verilen.Ağızdan
çıktı çıkacak yakınlıkta dilinin ucuna ve verildiği ilk saniyeden itibaren
yenik düşülen. Mantık sadece karar verebilme yetisidir, sadece seçme ve eğer
obsesifsen defalarca emin olmak için döner durur doğru zamanı dener görür yaşar
ve vaz geçemezsin..zaman daha akmaktan vaz geçmemişken.bir gün,olması
gerektiğinden belki erken belki
sabırsızlıktan
sebep hızlıca çıkan kelimeler bulursun uzun zamanlar varoluşuna alışkın sahip
olduğun dilinde..ve hatırlanır kararlar..ben buradayım ve duvarım derler.anlatmak
saygı duymaktır.sebep çıkar ağızdan sen türetir ‘sebepler’
dersin.öyle bir çıkar ki ağızdan üzerine milyonlarca sebep söylersin
durmaksızın sonu ‘ama’ larla biten.her şeyin farkında,hiçbir şeyi bilmez ve
yeni öğrenir gibi.bazıları anlatınca biter,anlatıldığı anla eş anlı olarak.öyle
bir biter ki,kalkınca oturduğun yerden,anlattıklarının bitmesiyle,artık içinde
saklı gizli ve sana ait olmayışıyla var olan o ağır boşluk,bunca yıl yer küreye
karşı hakim olduğun kütlenin içinden önce tüm vücuduna yayılır.kurulacak uzun
cümleler
dilersin,herhangi bir şeyle ilgili..susulur..aynı konuda susulur o an herhangi
gibi davranılması gereken bir şeyle ilgili..ve o boşluk ayaklarının altına
birike birike yürürsün.sonucun önemini tam da o anda anlayarak.geriye zaten
hiç bir cümle kalmadı , o yüzüme az makyaj yapayım kırmızı rujum kayboldu nerede
diye telaşlanırken son toparlamalarını yaptığın o cümlelerin hiç biride
söylenmedi oysa..gerekte yoktu kendini anlatmaya yeterince bilinmekteydi,ve
senin içinle başlayan bir cümleye gerek yoktu..yeterli ve yerli yerindeydi tüm
ruh sıkıcı cümleler.. daha gerçekti daha ve daha daha bir şeyler...eee
nerede bu iç rahatlaması gelmedi hala sevmem geç kalınmaları bu iç rahatlaması da
sorumsuz...susmakla ilgili her şeyi hatırlar oluntuları’’böyle olması
gerekiyormuş’’betimlemesiyle çağırır ve susarsın..o an yeni bir betimleme
bulursun ‘’susmak bazen bir sürü cevaptır bir çok şeydir’’ in dışında....
:
susmak soru sormaktır, susmak cevap aramaktır, bilinmek duyulmak istenilene karşı.
Susmak
bir
kaç şeydir sadece eksik kalan ‘’ama’’ yla olumsuzlaştırılan mutlu cümlelerin
ardından.işte o an;’’bir cisim düşse en yakın mesafeden,olağanca ağır kütleli
yer küreye, milyonlarca yıl milyonlarca ay milyonlarca gün sonra düşer ancak
yer yüzüne.’’ve ancak doldurur bu süre o yürüdüğün 2,5 dakikayı.. başka bir
zamanda başka bir yerde unutmak ümidiyle..
Anlatmak;
saygı
duymaktır,ve dinlenmeye duyulan açlığı gidermektir saygı duyularak..sonrasının
önemini ve sonucun değerini sonuca varınca anlarsın ; gece uyku öncesi çöp adamlarını
çağırıp gözlerini açılmamaya tembihleyip nefes,koku,sıcaklık,ve varmışçasına
zihnini zorlama hatırlamasıyla uykuya daldığın ve sabah yoklukla uyandığın süre
arasında..o herkesin sahip olamadığı kelimeye sahip olduğunu , yeni günün ilk
nefesinde belli belirsiz anımsayarak..
fulyacigdemcolak
fulyacigdemcolak
Kaydol:
Yorumlar (Atom)